12 Nisan 2013 Cuma

Olamaz mı?

 Nelerden vazgeçebilirsiniz sevdiğiniz için? Sıkı sıkı sarıldığınız doğrularınızı bi kenara atabilir misiniz mesela? Asla olmaz dediklerinizi çiğneyebilir misiniz? Ya da neler FEDA edebilrisiniz uğruna? Sonunu bildiğiniz bir hikayeyi okumaya devam eder misiniz? Canınızın acıyacağını bildiğiniz halde bile bile lades diyebilir misiniz? Onun ile daha da anlam kazanan günleri birden kestirip atabilir misiniz? Vücudunuza kazınmış parmak izlerini nasıl temizlersiniz? Yeni şehirleri onun ile keşfederken haritaya her bakışınızda onu görmez misiniz? İlk defa birlikte tattığınız yemeğin tadı onun dudaklarını hatırlatmaz mı? İlk defa içtiğiniz güzel bir şarap o kokmaz mı? Siyah ile beyaz gibiyken gri olmak için uğraşmak boşuna mıdır? En azından denedik demek mi mantıklıdır,hiç başlamadan ne olurdu,nasıl olurdu bilmeden, bu sorunun cevabını ve heyecanını içinizde hep barındırmak mı iyidir? Peki  'O'nu düşündüğün anda hissettiğin boşluk nedendir?

3 Nisan 2013 Çarşamba

Bence Böyle !!!

    Tek başına olmak ile yalnızlık arasında büyük fark vardır der Hindistanlı yazar Jiddu Krishnamurti. Yalnızlık basittir içinden çıkılması gereken kurtulunası bir durumdur ama aynı değildir tek başınalık, anlamı derindir.Yalnızlık belki dönemseldir ama tek başınalık daha kalıcı daha tutarlıdır.Tek başınalığa alışınca insan sever ve de kolay kolay vazgeçemez.Ödün vermemek kendi doğrularını belirlemektir, birazda eyvallahı olmamaktır tek başınalık.Yalnızlık sizin elinizde değildir dışsaldır.Tek başınalık daha içseldir, sebebi sizsinizdir aslında.Tek başına isen kesinlikle yalnız değilsinizdir.Yalnızlık kötü bir kelime gibi algılanır fakat tek başınalık insanı korkutmaz, kendi doğruları ve de sağlam dayanakları varsa kimseye muhtaç duymadan yaşayabilir insan.Yalnızlık daha aciz bir durum olduğu için belkide tahammül ederiz bir çok şeye.Nereden geldik buraya asıl mevzu bu.İnsan egosu ne boktan bir şey ise artık yalnız kalmaktan o kadar korkar ki hep bahaneler üretir kendine, kendi ego tatmini için ( başarılarını paylaşma--beğenilme--dertlerini anlatırken bile aslında anlattığından hatta dinlenildiğinden haz alma gibi ) hep birilerine ihtiyaç duyar.Bu dışa bağımlı ego tatmin etme uzunca bir süre devam eder.Arkadaşlarına derin anlamlar yükler önce, onlarsız olmaz durumuna inanır asıl sebep değer görmesi ve kendini tatmin etmesidir.Aranmasıdır, dinlenmesi, sevgi görmesi aslında tamamen karşılıklı menfaate dayalıdır ilişkiler.Örneğin ben bir espri yapıyorum ve sen gülüyorsun kahkaha atıyorsun işte tam o anda aslında ben kendimi pazarlamış, görücüye çıkarmış ve senin de onayını alarak tatmin olmuş oluyorum.Yada sevgili durumları vs. insan özellikle uzunca bir süre birlikte olduktan sonra bırakamamaya, alışmaya başlıyor.Sebep sevgi aşk vs değil hatta alakası bile yok size değer veren ve de egonuzu zaman zaman şişiren bedeninize dokunmasıyla teninize nüfuz eden insanı siz onu sevdiğinizden değil kendinizi çok sevdiğinizden bırakamıyorsunuz.Nefret ettiğiniz insanlarla barışmanız da bu yüzden arkasından küfredip saydırdığınız sevgililere geri dönmenizde, karşı tarafa değer verme durumu değil tam anlamıyla bu kendinizi sevmenizden değer görmek istemenizden, dinlenmek ,anlaşılmak istemenizden.Oysa bu yalnızlık korkusunu bırakıp bir tek başına olmayı kavrayabilsek çok daha tutarlı bir durumda oluruz.Aman bir değer göreyimde dışlanmayayım, yalnız kalmayım diye tahammül ettiğimiz insanlar.Bu durum kadar iğrenç, basit ve acınası bir  şey daha yok hayatta.Romantik olmayı bırakın.Milyonlarca yıldır her duruma her koşula ayak uydurmuş insanoğlu hiç bir şeye, hiç kimseye bağımlı olmadan da yaşar.Hayatta kimsesizde yaşarsınız, tek başına olma durumunun hazzını hissedin artık.