1 Temmuz 2014 Salı

ышеуь


     Hikayeler ve kişiler biriktirmeye çalışarak geçiyor zaman. Her bölümde farklı beklentiler ile devam ediliyor. Beklentilerin kısmen karşılandığı, hayal kırıkları ile mevcut son bölümü henüz kapattık. Ekim ayından itibaren yeni bir sayfa açarak devam edeceğiz yola yeni beklentiler, yeni insanlar ile. Bir iki sene içinde aynı son ile karşılaşarak kapatacağız belki de bu bölümü ister istemez. Ne istediğini bilememenin verdiği alışılmış bir sonuç belki de. Ne istediğini bilemeyince ya da neyi neden yaptığının farkında olmadan geçirince yaşadığın zamanında pek bir kıymeti yok sanırım. Biyolojik ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktan ibaret geçiyor sadece zaman. Ya da sadece kaçarak,erteleyerek. Mastürbasyon tadında hayatlarımız mevcut geçici hevesler üzerine kurduğumuz. Daha fazla şeye sahip olarak , daha fazla tüketerek daha da fazla büyüdüğünü düşünüyor aslında en fazla yerinde sayan insan. Ne yaparsak yapalım hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimiz şu hayatta sadece devam ediyoruz yola. Tatminsizlik en büyük sorun belki de. Ne istediğimizi bilemediğimizden (bilmediğimizden) sahip olduklarımızın da anlamını çok geç anlıyor ya da hiçbir zaman anlamıyoruz. Senaryosu belli olan bir hayatta sadece figüran seçimi yapmak bizim elimizde. Yalnız kalmamak için ya da ne kadar güçsüz ve çağresiz olduğumuzun farkına varmamak için bu kadar çok muhtacız figüranlara. En iyi kadın başrol oyuncusunu arayarak geçiyor pek çok zaman ya da bunu bulduğumuzu düşünerek, sanarak. İşte belki de bu yüzden bu boşalma ve kusma isteği halinin en büyük sebebiydi ‘O’ . Bin beş yüz yapbozluk bir bütünün son parçası gibiydi. Sabahları simit, peynir ve ayran ile yapılan kahvaltı ile güne başlamak gibi idi ‘O’nun gülüşü. Beşiktaşımın 90+ larda gol atıp kazanması gibiydi ‘O’na sarılmak. Dexter’ın sezon finalini beklemek gibiydi her sabah okula gitmenin heyecanı. Anana sövmüşler gibiydi ‘O’ndan kötü bir söz duymak, yakınını kaybetmek gibiydi ‘O’nu başkası ile düşünmek. İşte bu yüzden henüz bitirdiğim bu bölümü tekrar tekrar okuma isteği , yeni bölüme başlamadan önce. Korkudan ve de ümitsizlikten öteki bölüme hiç geçmek istemiyorum henüz. Belki bir ihtimal denk gelir okur ve yüzünde ufak bir tebessüm canlanır diye tüm bu aptal ve saçma benzetmeler. Acabalar ve keşkeler ile geçirilemeyecek kadar kısa bu hayat tabi haklısınız. Fakat içinde bulunduğum tam da bu değil aslında. Kendi hayatımın baş rolünde mutlu sona bu kadar uzak olmak en çok koyan. Senariste ince bir sitem sadece.

24 Haziran 2014 Salı

Sezon Finali

    Yazacakların var ise hala sabretmek daha zordur, söylenecek o kadar söz varken susmak daha da zordur. Elde etme arzusu ve kaybetme korkusu ile geçen onca zamandan sonra yazmak için bu anı beklemek pek akıl karı değil sanırım. Ne olurdu nasıl olurdu bilmeden içinde o heyecanla ile devam etmek gerek yola. Belki de sevgili olmanın sorumluluklarını yerine getirmeden sadece kendinden sorumlu olarak yaşamak ve içindeki o tertemiz sevgiyi kirletmeden yaşamaktır doğrusu. Ya da cümle alem bilsin dercesine haykırmak, sonrasını düşünmeden paylaşmak   
'al işte' diyerek ortaya koyarak yaşamaktır. Sadece hayal kurarak , ihtimalleri düşünerek beklemek. Kaybetme korkusunun altında ezilerek susmak ya da. Ben bu filmi daha önce de izlemiştim dedirtir bazen hayat.
Bu anasını siktiğimin şehrinde yaşamak daha da zor bir hal alacak bu sene itibariyle. Şimdiye kadar yaşadıklarım hep sevdiğim bir dizinin sezon finalini izlemek gibi gelirdi. Bir sonraki sezonu beklerken ki haz ve merak duygularıydı genelde beni bu diziye bağlayan. Ama bu sefer elde sadece senaristin fikrini değiştirmesi için dua etmek var. Bazen iyi ve güzel şeyler daha iyileri olsun diye son bulurmuş. Bu cümleye bile itibar etmek geliyor ancak elden. Acabalar,keşkeler,hayal kırıklıkları ile dolu bu sezon gelecek güzel bir sezonun habercisi olsun.  

8 Haziran 2014 Pazar

Sabret Şimdi




 Bu güzel şarkıyı ve yazıyı paylaşan arkadaşıma yürek dolusu teşekkürler.


Mavisini yitirmiş bir hayattı.Hep de öyle kaldı gökyüzü yarım.Çimlere basmaya hasret bunlar özlemdi önceleri.Sonraları başka özlemler aldı yerlerini.Acıydı geriye kalan mücadelendi.Sana hep güçlendin dediler, sen dahada mücadele ettin hep direndin yeri geldi acına ağlayamadın bile.Çünkü sana biçilen dimdik durmaktı hayatta.Birileri geldi ve gitti.Her biri senden bir şeyler aldı,belki yerine koydun belki koyamadın ama koysan da asla hiç bir şey eskisi gibi olmadı,olamadı.Kalbini kırdılar hoyratça ve arkalarına bile bakmadılar.Gerıye parçaları birleştirmek yine hep sana kaldı.Ellerin oldu,gözlerin oldu;annen;baban;özlediğin çocukluk,arzuların oldu.Başka limanların oldu sığındığın kendini kirlettin belki bu limanlarda..Sonra boş ver dedin belki ama aslında boş verdiğin falan yoktu,sende biliyordun..Sokaklara attın kendini,sarhoş oldun bitti sandın ama bir şarkı bir cadde bir söz yeniden seni ona götürdü..En zoru özlemi bastırabilmekti..Özlem nefesini kesti..Yürüdün yürüdükçe yollar bitmedi,Ayaklarına hep bir şeyler battı kanadı belki de,hissetmedin çünkü canımı daha fazla yakacak bir şey yok dedin hep..kendine dönüp hiç bakmadın..Neredeyim, napıyorum,ne istiyorum diye! Keşke sorabilseydin kendine ama kızma kendine sana bu hakkı vermediler hiç..yüreğin acıdı çok derinden,belki de ilk defa bu denli hissettin yüreğini..Yandı yandı yandı..Gözyaşlarında bitti artık geriye sabretmek kaldı sabret şimdi.